1 Temmuz 2007 Pazar
Çocuğunuza duygusal şantaj yapmayın!
Gazete ve Dergilerde yayınlanan çocukla alakalı yazıları burada toplamak isterim. Her zaman elimizin altında olsun ve ihtiyacımız olduğu zaman bakabilelim diye...Sizin de yardımınızla bu fikrim hızlı bir şekilde hayata geçebilir zannediyorum.
27 Haziran 2007 Çarşamba
Karınca
Olayın başlangıcı çay makinasını istila eden karıncalar...Tabi bunun çocuk ile alakası nedir diyeceksiniz ama sabır edin birazdan göreceksiniz...
Sabah gelip bir bardak çay içmek isteyip, çayın içinde pişmiş olan karıncaları görünce oda arkadaşım ile bu konu üzerinde konuştuk ve bu olayı hijyen açısından değerlendirerek şikayete kadar götürdük. Olayın üstüne odamıza teşrif eden misafirlerimize çay ikram etmek geldi içimizden ama karıncalı çayı gösterince belli ki onların da iştahı kaçtı...sonra da eskiden babaannemin "karıca yuvasını görünce bir dalın kabuğunu temizleyip, karıncaların içine bırakmamız gerektiğini ve yaklaşık 1-2 saat sonra o dalı alıp dilimizle tadına bakmamızı" tavsiye ettiği aklıma geldi...bundan yola çıkarak karıncalı çayı içersek ne gibi sakıncası olur diye misafirlerimize sorduk ki, onlardan birisi http://www.dogaladonus.blogspot.com/ sayfasını koyduğum konu ile alakalı fikirlerine baş vurabileceğimiz şahıstı. O da karıncaların formik asit ürettiklerini söylemesi üzerine internetten yaptığımız araştırmanın sonucunda aşağıdaki bilgilere ulaştık ki:
"Karıncaların vücutlarında, formik asit (H2CO2) isimli kimyasal maddeyi üreten bezler vardır. Karıncalar antibiyotik etkisine sahip bu maddeyi düzenli olarak vücutlarına sürerler. Bu şekilde hem yuvalarında hem de kendi üzerlerinde bakteri ve mantar oluşumunu engellemiş olurlar..."
http://www.turkiyeforum.com/karincalar-asit-fabrikasi-kurabilir-mi-vt7419.html
Bu da bizi eskilerin bu konuda ne kadar uzman olduklarını ve onların görüşlerinden araştırmaya konu olunabilecek olayların çıkabileceğini bize bir kere daha göstermişti.
Şu an küçüklüğümde hiç bir zaman boğazımdan yada her hangi hafif ve orta derecedeki enfeksiyondan dolayı antibiyotik kullandığımı hatırlamamamın sebebini görebiliyor gibiyim...
Sabah gelip bir bardak çay içmek isteyip, çayın içinde pişmiş olan karıncaları görünce oda arkadaşım ile bu konu üzerinde konuştuk ve bu olayı hijyen açısından değerlendirerek şikayete kadar götürdük. Olayın üstüne odamıza teşrif eden misafirlerimize çay ikram etmek geldi içimizden ama karıncalı çayı gösterince belli ki onların da iştahı kaçtı...sonra da eskiden babaannemin "karıca yuvasını görünce bir dalın kabuğunu temizleyip, karıncaların içine bırakmamız gerektiğini ve yaklaşık 1-2 saat sonra o dalı alıp dilimizle tadına bakmamızı" tavsiye ettiği aklıma geldi...bundan yola çıkarak karıncalı çayı içersek ne gibi sakıncası olur diye misafirlerimize sorduk ki, onlardan birisi http://www.dogaladonus.blogspot.com/ sayfasını koyduğum konu ile alakalı fikirlerine baş vurabileceğimiz şahıstı. O da karıncaların formik asit ürettiklerini söylemesi üzerine internetten yaptığımız araştırmanın sonucunda aşağıdaki bilgilere ulaştık ki:
"Karıncaların vücutlarında, formik asit (H2CO2) isimli kimyasal maddeyi üreten bezler vardır. Karıncalar antibiyotik etkisine sahip bu maddeyi düzenli olarak vücutlarına sürerler. Bu şekilde hem yuvalarında hem de kendi üzerlerinde bakteri ve mantar oluşumunu engellemiş olurlar..."
http://www.turkiyeforum.com/karincalar-asit-fabrikasi-kurabilir-mi-vt7419.html
Bu da bizi eskilerin bu konuda ne kadar uzman olduklarını ve onların görüşlerinden araştırmaya konu olunabilecek olayların çıkabileceğini bize bir kere daha göstermişti.
Şu an küçüklüğümde hiç bir zaman boğazımdan yada her hangi hafif ve orta derecedeki enfeksiyondan dolayı antibiyotik kullandığımı hatırlamamamın sebebini görebiliyor gibiyim...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)